Suudi Arabistan’ın tarih boyunca önemini koruyan liman kenti: Cidde

CİDDE (AA) İBRAHİM SİPAHİ Suudi Arabistan’ın tarihi dokusunun muhafaza edildiği sokakları, camileri, evleri ve hanlarıyla adeta açık hava müzesini andıran Cidde, ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor.

Arap Yarımadası’nın Kızıldeniz’e bakan ilk limanı olan Cidde şehrinin özellikle üçüncü İslam halifesi Osman bin Affan döneminde büyük önem kazandığı biliniyor.

Suudi Arabistan Turizm Bakanlığı verilerine göre, arkeolojik çalışmalar neticesinde bulunan yazıtlar ve tarihi eserler Cidde’de Taş Devri’nden bu yana yerleşim olduğunu gösteriyor.

Cidde’nin, yaklaşık 3 bin yıl önce balık avlamak için gelen bir grup avcının burada kalmaya karar vermesiyle kurulduğu düşünülüyor.

Bazı tarihçiler ise Cidde’nin Yemen’deki Marib Barajı’nın MÖ 115’te çökmesinin ardından burada yaşamaya başlayan Beni Kuda’a Arap kabilesi tarafından kurulduğunu söylüyor.

Yakut bin Abdullah elHamevi, “Ülkeler Sözlüğü” (Mu’cem elBuldan) kitabında, Cidde’nin ismini, bu şehirde doğan İslam öncesi Araplar arasında tanınan Cidde bin Cerem bin Kuda’a’dan aldığını ifade ediyor.

Bazı tarihçiler ise şehrin ismini, Hazreti Havva’nın dünyaya indiği ve defnedildiği şehir olduğu için Türkçesi “büyükanne” anlamına gelen Arapça “cedde” kelimesinden aldığını ve halkın telaffuz şeklinden zamanla “Cidde”ye dönüştüğünü savunuyor.

Mescidi Haram ve Mescidi Nebevi’ye açılan kapı

İslamiyet’in doğuşundan sonra Cidde, deniz yoluyla Mescidi Haram ve Mescidi Nebevi’ye açılan kapı olması sebebiyle büyük gelişim kaydetti.

İslam halifesi Hazreti Osman’ın Cidde’yi Mekke için başlıca liman olarak seçmesinin ardından şehrin önemi daha da arttı.

İslam coğrafyacısı Muhammed bin Ahmed elMakdisi, meşhur kitabı “Aḥsenü’tteḳasim”de bu tarihi şehri şöyle niteliyor:

“Cidde, sokakları düz, evleri Fars üslubuyla yapılmış, zengin ve tüccar ile dolu güvenli bir şehir.”

Cidde, İslam aleminin önemli şehirlerinden biri olma özelliğini Emeviler, Abbasiler, Eyyubiler, Memlükler ve Osmanlılar döneminde de korudu.

Müslüman hacıları Portekiz saldırılarından korumak için surların örüldüğü Cidde, Memlükler döneminde kayda değer bir kalkınmaya şahit oldu.

Kızıldeniz kıyısındaki kentin gelişimi

Zamanla önemi daha da artan Cidde, ekonomik, siyasi ve sosyal düzeyde Arap Yarımadası’nın en büyük şehirlerinden biri haline geldi.

Süveyş Kanalı’nın 1869’da açılması ve buharlı gemilerin gelmesi, Kızıldeniz kıyısında yer alan Cidde ve çevresi için yeni bir başlangıç oldu.

Sonraki yıllarda Cidde, turistlerin uğrak yeri haline dönüşmeye başladı. Yetkililerin kentin sokaklarını, camilerini ve dükkanlarını restore etme faaliyetleriyle birlikte Cidde’ye yönelik ilgi arttı.

Başkent Riyad’a 950 kilometre, Mekkei Mükerreme’ye 80 kilometre, Medine’ye 420 kilometre uzaklıktaki tarihi kent, 21 Haziran 2014’te Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.

Cidde’nin “küresel bir turizm destinasyonu” olarak sunulması için kentin kültürel mirasına zarar vermeden yürütülen restorasyon ve yeniden yapılanma operasyonları dikkati çekiyor.

Cidde’deki tarihi yapılar

Surlarla çevrili tarihi Cidde, ElMazlum, EşŞam, ElYemen, ElBahr, ErRuveys ve ElKarantina sokaklarının yanı sıra kentin en eski sokaklarının yer aldığı ElBeled olmak üzere yedi bölgeye ayrılmış durumda.

Cidde kentinde tarihi ve kültürel yapılar arasında ayrıca ElHun, ElKasba, EdDelalin ve ElAttarin hanları da bulunuyor.

Cidde’yi çevreleyen surlar da kentin tarihi yapılarından biri. Memlük Sultanı Kansu Gavri döneminde inşa edilen surda birkaç kule ve kapı bulunuyor. Surdaki yapılardan çoğu zaman içinde kaybolsa da kentin giriş kısmında kalanları restore edilerek ziyaretçilerle buluşturuldu.

Kentte öne çıkan tarihi yapılardan biri de “Nasif Evi”. 1872’de inşa edilen tarihi saray, kentin mimari tarzını en belirgin şekilde yansıtıyor.

“Büyük Çarşı”da (EsSuk elKebir) irili ufaklı ahşap kapılarıyla dikkati çeken dükkanlar ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor. Tarihi çarşıdaki dükkanlarda genellikle kumaş satışı yapılıyor.

Tarihi kentin en eski camisi ise ElMazlum Mahallesi’ndeki EşŞafii Camisi. Farklı mimari tarzıyla ziyaretçilerini ağırlayan caminin minaresinin 13. yüzyılda inşa edildiği düşünülüyor.

Kaynak: AA

Related Posts

Bir yanıt yazın

kocaeli escort bursa escort istanbul escort şişli escort istanbul escort avrupa yakası escort şirinevler escort beylikdüzü escort avcılar escort halkalı escort ataşehir escort bursa escort betvino beylikdüzü escort şişli escort sex hikaye milanobet yeni giriş ataköy escort istanbul escort roketbet yeni giris roketbet üyelik roketbet bonuslari roketbahis yeni giris