Dünya Kalp Günü’ne özel, kalp sağlığını koruyabilmenin en etkili yöntemlerini keşfetmeye ve sağlıklı bir hayatın kapılarını aralamaya ne dersiniz?
Özellikle 30’lu yaşlardan sonra kalbinizi yormamayı ve genç tutabilmeyi öğrenmelisiniz. Size bu yaş çok erken gibi gelebilir, ancak uzmanlar, ileri yaşlardaki kalp rahatsızlıklarının birçoğunun 30-40 yaş aralığında yapılan hatalardan kaynaklandığını söylüyor. Tabi ki bu, sonrasında dikkat etmeyin anlamına gelmiyor.
Yaşlandıkça, kardiyovasküler sorunlara yakalanma şansı artar. Kalp sağlığınızı güçlendirmenin başka bir yolunun olmadığını varsaymak yerine, kardiyovasküler sorunları uzak tutmak için yapabileceğiniz çok şey var. Evet, kaç yaşında olursanız olun. İşte, kalbinizi genç tutmanın yollarından bazıları:
1. SKUALEN İÇEREN GIDALAR TÜKETİN
Skualen insan vücudunda az miktarda bulunur. Yenidoğanlar kanlarında en yüksek miktarda skualen gösterirler, ancak bu miktar yıllar içinde hızla azalır. Kandaki skualen konsantrasyonu 30 ila 40 yaşları arasında büyük ölçüde düşer. Ama merak etmeyin: Zeytin en zengin skualen kaynağıdır.
Amaranth’tan çıkarılan yağda da bulunabilir. Bu, büyük miktarda yağ içeren tohum ve yapraklara sahip sahte bir tahıldır. Skualen, iyi kolesterolü (HDL) artırma ve aynı zamanda kötü kolesterolü (LDL) düşürme kapasitesine sahiptir.
2. DÜZENLİ OLARAK EGZERSİZ YAPIN
Fiziksel aktiviteler genel sağlık için çok önemlidir. Kilo vermenize yardımcı olacak aerobik egzersizler veya kuvvet antrenmanı yapmaya başlayın. Genel olarak, haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüş veya koşu gibi aerobik aktivitelerin tercih edilmesi önerilir.
Aynı şekilde haftada en az iki kez kuvvet antrenmanı egzersizleri tercih edilmelidir. Herhangi bir fitness düzenine başlamadan önce, sizin için en iyi egzersizleri önerebileceği için önce doktorla konuşmanız gerekebilir. Egzersiz öncesinde, sırasında ve sonrasında vücudunuzu yeteri kadar su tükettiğinizden emin olun.
3. İYİ BESLENME ALIŞKANLIKLARI EDİNİN
Sağlıklı bir kiloyu korumak ve kalori alımınızı izlemek için düzgün bir beslenme alışkanlığı edinmelisiniz. Bu nedenle beslenmeyi ihmal etmeden kalorileri düşürmek için ne yiyip içtiğinize dikkat edin. Özellikle daha az işlenmiş ve lif yüklü olanları daha fazla meyve, sebze ve kepekli tahıllar yiyin. Bitki bazlı bir diyet diğer seçeneklerden daha sağlıklıdır.
Baklagiller, fındık, soya, balık ve az yağlı süt ürünlerini tercih etmeyi deneyin. Kırmızı eti veya tavuğu kesmek iyi bir fikir olabilir. Alkolsüz içecekler, meyve suları, enerji içecekleri, aromalı su ve çay ve kahve gibi şekerli içeceklerin tüketimini sınırlayın . Ayrıca kurabiye, turta, kek, çörek, dondurma ve şekerleme gibi diğer yiyecekler de kilo alımına neden olabilecek suçlular olabilir.
4. STRESLE BAŞ ETMEYİ ÖĞRENİN
Her gün stresle iç içe olduğumuz bir düzenin içerisindeyiz. Sabah işe yetişme telaşı, çocukları okula hazırlama, akşamdan ertesi gün için sunumu bitirmeye çalışma, bir de yetmezmiş gibi evin mutfak organizasyonunu düzenleme vb. birçok şey gün boyu bizi gerginliğin ortasına sürükler.
Neyse ki, bilgiye kolay ulaşabildiğiniz şu dönemde kendinizi daha iyi hissetmenin yollarını keşfedebilir, stresin üstesinden gelmenizi sağlayacak bir takım uygulamalara başlayabilirsiniz. Stresi kendinizden uzaklaştırmanın en etkili yolu farkındalık çalışmaları yapmaktır. Böylelikle, sadece bulunduğun anda kalabilir ve yaptığınız işin keyfini çıkarabilirsiniz. Kısa yürüyüşlerin de oldukça sakinleştirici olduğunu unutmayın.
5. DOKTORUNUZLA DÜZENLİ KONTROLLER PLANLAYIN
Birinci basamak doktorunuz düzenli kontroller planlamanıza yardımcı olabilir. Bu seanslar sırasında tüm ilaçlarınızı getirin ve bunlarla ilgili sorular sorun. Anlamadığınız bir şey varsa, doktorunuza soru sormaktan çekinmeyin. Diyabet ve hipertansiyon dahil olmak üzere hangi durumların sizi etkileme olasılığının en yüksek olduğu konusunda doktorunuzla konuşun. Tedavi edilmeyen kronik hastalıkların doğrudan kalbi yorduğunu bilin. Sağlıklı kalmanın yolu vücudunuzu gözlemlemekten geçiyor, unutmayın!
