Daha önce muhalif’te, “Bir anne evladını kaç kere gömer?” diye sorup, haberimizden hareketle Kemal Bülbül’ün Alevi izleri siliniyor, diye Mecis’e soru önergesi verdiği haberlerimizin izini Tahtacı’da sürdük.
Muhalif. Özel – Murat Bayar
2 Ocak Pazar günü, Danıştay’ın hukukta son sözünü söyleyerek, “dur” kararına rağmen durmayan Balıkesir Tahtacı’daki baraj görünümlü inşaat alanındaydık.
Alanda, köy halkından yüzün üzerinde kişi, CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, Burhaniye Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Yolcu Bilginç, BURÇEP (Burhaniye Çevre Platformu) yöneticilerinden Süleyman Eryılmaz ve Pir Sultan Abdal Derneği temsilcileri katıldılar.
Halkın kanaatine ve dava Avukatı Arzu Kır’a göre de, bölgedeki inşaat, siyanürle altın aramak için maden inşaatı.
12 Temmuz 2021’deki, ilk mahkemenin iptal kararından sonra projenin adı, “Reşitköy Göleti ve Bahadınlı Regülatörü Sulama Yıkama Eleme Tesisi Projesi” şeklinde değiştirilmiş.
Burada böyle bir inşaat yapılmasında öncelikle hukuki engel var. Tahtacı Köyü birinci derecede tarihi ve doğal SİT alan yani, değil inşaat, yasalara göre çivi bile çakılamaz.
İnşaatın yapılmasında teknik engel de var. Birinci derecede deprem bölgesi ve sismik hareketlere ev sahipliği yapıyor. Doğa “yapamazsın”, diyor. Madencilikte altın aramada kullanılan ve bölgede inşaa edilen siyanür havuzları çevreyi zehirliyor.
Halkın rızası yok.
Mezarlığıyla birlikte köylerini terk etmeleri istenen bölge halkı, yerinden yurdundan edilmek isteniyor.
Fiziki engel!
Öte yandan, yapılacağı iddia edilen baraj için 8 bin 600 metrelik borular gerekiyor. Yani hem rantabl değil hem de, borunun geçtiği tüm bölgenin susuz kalması söz konusu. Yapılacağı söylenen proje gerçekleşse bile barajı dolduracak kadar su yok.
Anımsanacağı gibi beş yıllık hukuk mücadelesinden sonra ilk hukuk mahkemesinin sonrasında da Danıştay’ın, “ÇED gereklidir” kararıyla, inşaata “dur” denmiş, ancak son sözünü söyleyen hukuk, 2022 yılının Türkiyesinde bir inşaatı durduramamıştı.
Konuyla ilgili olarak haber çalışmamızdan yola çıkan HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Meclis’e verdiği soru önergesinde, “Bölgeden Alevi izleri silinmek isteniyor!” demişti.
İKİ KAYMAKAM
Tahtacı Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Yolcu Bilginç önderliğinde gidilen, İmam Hatip Lisesi ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İşletme Mezunu, üç şiir kitabı olan Kaymakam İlyas Memiş, adı terör örgütleriyle anılan Aleviler ile Aleviliğin zarar gördüğünü belirtirken, Yolcu Bilginç’ten, hiçbiri FETÖ’cülerle birlikte hareket etmeyen, vatanına, milletine bağlı Alevilerin Türkiye’nin yapıtaşı olduğu yanıtı geldi.
KAYMAKAM MEMİŞ: BARAJLA BÖLGE TURİSTİK OLACAK!
Burhaniye Kaymakamı, siyanür havuzunu yalanlarken, barajın köyü sular altında bırakmayacağını hatta önünden göl geçen turistik bir yöreye çevireceği sözlerine, Bilginç’ten “Biz de şezlongumuzu alır, orada memnuniyetle tatilimizi yaparız”, yanıtı geldi.
KOAH hastası olan Alevi ozanlarla kişisel dostluğu olan 65 yaşındaki Gömeç Kaymakamı Ahmet Soley ise süreçle ilgili bilgi vermekle yetindi.
Av. Arzu Kır
G.A.
İKİ KADIN: ARZU KIR VE G.A.
Size bu olayda iki kadının hikâyesini anlatmaya çalışacağım, 2 Ocak’ta halka konuşma yaparken, güç unsurlarının “susturun bu kadını” dediği, Avukat Arzu Kır, İstanbul Barosuna kayıtlı olduğu halde, Üsküdar’daki rahat yaşamını terk ederek, davayı takip etmek üzere Burhaniye’de Şahinler Köyü’ne taşınmış. Ve beş yıldır sürdürdüğü hukuk mücadelesini tamamen gönüllü olarak sürdürürken, tehditleri de tek başına göğüslüyor.
BİR ANNENİN HAYKIRIŞI
Mezarlığın taşınması gündeme gelince, “Bir anne evladını kaç kere gömer ki?” diye haykırışı bizlere kadar ulaşan anne G.A. ile pilotluk mesleğine âşık, 17 yaşındaki oğlu Göksenin’in mezarına gittik. Mezarının başında SOLOTÜRK’lerin kullandığı F 16C jet savaş uçağı ile fotoğrafını, göz yaşları içinde seven anne G.A.’nın tüm mücadelesi evladının mezarını korumak için!..
Güç unsurları ile halkın haklı mücadelesinde, köylünün yanında olmaya devam edeceğiz!